Bizimkilerin yaşı henüz çok küçük olduğundan çok fazla tarihini anlatmadım ama buranın eskiden kilise olduğunu, papazlar olduğunu vs. anlattım, poyraz devamlı papaz nerede, yemek yemeye mi gitmiş, uyumaya mı gitmiş diye sorup durdu :)
Fatih Sultan Mehmet'in 1453te İstanbul'u fethinden sonra bu görkemli kilise camiiye çevrilmiş.Camiiye dönüştürülürken İslamiyete özgü unsurlar eklenmiş fakat kilisenin orjinal yapısına dokunulmamış. Ayasofa 1934te Atatürk'ün önerisi ve bakanlar kurulunun kararıyla müzeye çevrilmiş. Bence müze olarak hayatını sürdürmesi en doğru karar zira her iki dinden insanların ziyaret etmek istediği dünyada eşi benzeri olmayan bir eser. Artık ibadet için kullanılmaması da isabet zira ben kendimi bildim bileli içeride restorasyon var, içeri girer girmez bizi karşılayan dev merdiven ben ortaokuldayken de oradaydı, halen orada. Ülkemizde bu tarz restorasyon işlerinin neden bu kadar uzun sürdüğünü anlamakta zorluk çekiyorum, aslında basit buna ödenek ayrılmıyor muhtemelen ama Ayasofa dünyada gerçekten eşi benzeri olmayan nadir yapılardan biri en azından bu değeri koruyacak, yaşatacak bütçe ayırması gerekir devletimizin.
Bizimkiler üst kat koridorlarda koşturdular, rampadan koşa koşa inip çıktılar, etrafı incelediler, kubbenin yüksekliğine hayret ettiler, bence bir tarihi eseri kendi yaşlarına gore gayet güzel gezdiler. Dediğim gibi Ayasofya bu yaş grubunda çocuklar için pek çok müzeden daha zevkli bir eser, sizde değişik bir gün geçirmek isterseniz Ayasofya'yı gezi planınıza alabilirsiniz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder