Erken bir saatte orda olmamıza ragmen masalar dolmak üzereydi, sanırım Bursa'da yaşayanlarda tatil günlerinde bu şirin köye kahvaltıya geliyorlar. Büyük bir semaverle çaylar ve serpme kahvaltı geldi, açıkcası ben anlatılan kadar harika bir kahvaltı bulmadım ama yeterli ve doyurucuydu, ortam da oldukça otantikti.
Kahvaltıdan önce ve sonar sokaklarında gezdik köyün. Sokakların ortasından yukarılardan gelen bir su akıyor, çok güzel bir su, senenin çoğunda bu su sokaklarda akarmış, bu bile köye otantik bir hava vermiş. Sokakların hepsi taş, köyün içine araç girmesi yasak. Meydanda bir okul var tüm araçlar oraya park ediyor ve köyün sokaklarını yürüyerek geziyorsunuz.
Köy turizme açıldıktan sonra evlerin büyük kısmı restore edilmiş ve köylü evlerine çok güzel bakıyor. Geçimlerini turizmden kazandıkları her hallerinden belli çünkü anadolunun pek çok köyünde genelde bu tarz köyler çok bakımsız ve viranedir. Fakat burada belediye de iyi çalışmış, evler aslında uygun olarak restore edilmiş ve halk da bu halini koruyor.
Evlerin kapılarından bakınca birşey göremiyorsunuz ama kapılar genelde avluya açılıyor ve tüm köy halkı avlularına birkaç masa atmış ve gelir elde ediyor, ev yapımı gözlemeler, kahvaltılar, çay kahve servis ediyorlar, sanki onlara misafirliğe gitmiş gibi keyifli saatler geçirebilirsiniz.
Çocuklar hem sular akan sokaklarda gezmeyi çok sevdi, çocuk her yerde çocuk mutlaka oynayacak birşeyler buluyorlar kendilerine. Yanımıza hiç oyuncak almamıştık ama kendi kendilerine eğlenmeyi de başarıyor minik adamlar :)
Köyün meydanında çeşit çeşit tezgahlar var, orjinal şeyler alabilirsiniz. Fakat köy sadece bu meydandan ibaret değil yukarıdaki sokakları da dolaşın, gene de kahvaltı yada yemek yeyip sokaklarınızı gezmeniz yarım günü geçmez , küçük bir alana bir köy.
Bir haftasonu değişik birşey yapalım derseniz 3 saatte gidilen bu güzel köyde kahvaltı edebilir , sokaklarında gezebilir, köy ürünleri alışverişi yapabilir, soluklanıp çay içebilir ve güzel bir gün geçirebilirsiniz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder