Hazır yaz tatili gelmişken ve herkes nereye
tatile gitsek diye düşünürken geçen sene gittiğimiz ama yazmadığım bir sahil
kasabasını anlatayım dedim. Gerçi Yalıköy o kadar yalın bir yerdi ki anlatacak
çok fazla şey yok ama gene de gitmek isteyenler olursa neyle karşılaşacaklarını
bilsin.
Yazın birçok hafta sonunu Silivri’deki
yazlığımızda geçiriyoruz Poyraz’da çok seviyor yazlığı, geçen sene eşimin doğum
gününde değişik bir yere gidelim dedik Silivri’den yola çıkıp Ayçiçek
tarlalarıyla dolu Trakya topraklarını geçerek Yalıköy’e gittik. Aslında
niyetimiz Kıyıköy yada İğneada’ya gitmekti fakat yol o kadar bozuktu ki daha
fazla dayanamayıp burası da deniz sonuçta deyip Yalıköy’de durduk.
Sahili bildiğiniz sahil fakat hiçbir tesis
yok, şezlong , şemsiye falan yok, her şeyi yanınızda götürmeniz lazım. Kahvaltı
edecek bir yer aradık ama minik bir cafe dışında bir yer bulamadık, yemek için
içerilerde birkaç yer daha olduğunu söylediler ama deniz kenarından
uzaklaşmayıp minicik büfede hallettik kahvaltı işini.
Denizi pek öyle mükemmel değildi girişi taş ,
ilerde derinleşiyor. Allahtan tam teçhizatlı olduğumuz için sandalyemiz ,
şemsiyemiz yanımızdaydı, yiyecek bir şeyler de almıştım yanımıza. Bu kadar yol
geldik bari denize girelim deyip biraz denizde takıldık. Bu kadar yolu
geldiğimize değer bir yer miydi derseniz kesinlikle hayır, sıradan bir sahil
kasabası, etrafta tuvalet yok , yemek yenecek düzgün bir yer yok, kısaca bir
daha gelir misiniz derseniz hayır J O gün eşimin doğum günüydü o gün bugün benimle dalga geçiyor hayatım
bu sene beni daha iğrenç nereye götüreceksin diye J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder